8 Temmuz 2012 Pazar

Gitmek Sanal Ayrılmaktır

Çok huzursuz olduğu bir gün daha yaşıyordu. Oysa her şeyi vardı işte; iyi bir eşi,işi,parası,pulu. Bir an anne ve babasının beklentilerini karşılamış hissine kapıldıysa da her zaman ki gibi beyninin arka taraflarına doğru "Beyin çöplüğü" dediği yere gönderdi bu düşünceyi. "Yaşam bilgisayarda yaptıklarımıza benzer durumlara izin verse" diye düşündü; bir daha hiç hatırlamayıp çöp kutusuna atacak ne çok şey vardı. Beyin öylemi; çıkarıp çıkarıp getiriyor bir şeyleri derinden. "İnsan ne garip bir yaratık" dedi içinden; neden şu beynimize söz geçiremiyoruz ki? Gece oldu mu "Gündüz güzel güzel yaşadın beyefendi ,hadi buyur; şimdi hatırlama zamanı" diye bağırıp durur kafasında ince bir kadın sesi. "Böyle zor işte" dedi içinden, oysa ne kolay olmuştu ilk yıllarda; "Nerede gerçekleşmişti o son" diye hatırlamaya çalıştı. "Bu hatırlamaya çalışmak bile sahte işte, öyle bir hatırlıyorum ki" diye bir acı geçti yüreğinden; her defasında bu duyguyu elektrik akımına benzetiyordu; binlerce volt akıma kapılmış gibi oluyordu.
-Erkan yemek hazır... diye seslenişini duydu karısının içeriden.
Hazır...hazır diye tekrarladı içinden. Bir an büyük bir otelin restaurantında  müşterileri memnun etmeye çalışan     beyaz önlüklü bir aşçı gibi düşündü eşini. Sonra bir acımak geçti yüreğinden; her yemekte "Nasıl olmuş"diye gözlerinin içine bakışını ve "Çok beğendim" karşılığını alınca büyük bir meydan muharebesini kazanmış bir kahraman edası ile gülümseyişini hatırladı.Kim bilir kaç evde bu tiyatro böyle sürüp gidiyor diye düşündü. Bu esnada eşi Dilay tabağına farklı yiyeceklerden katmakla meşguldü. Evet, dedi içinden kadınlar kesinlikle bir erkeği fethetmekle ilgili hep annelerinin stratejini uyguluyorlar, mideyi ele geçirip erkeğin kalbine uzanmaya çalışıyorlar. Bir an pişman oldu düşündüğü nedeniyle; hepsi değil, dedi içinden. Sakine mesela, dedi; düşüncesini dahi kısık seslere bölerek, aynı evi paylaştıkları öğrencilik döneminde bir kaç yemek yapılıyorsa onları da kendisinin yaptığını düşündü. Pekiyi de neydi farklı olan diye sordu kendine düşüncesi ağzından yanlışlıkla çıkar diye yemek yemeyi durdurup, şiir okurduk, müzik dinlerdik, bir enerji geçerdi ikimizin ruhu arasından; evet evet enerji, dedi yeni bir buluş yapmış gibi. Sonra bir an dönüp odanın her yanına baktı;
-Burada mıyım... dedi belli belirsiz  ses tonuyla
-Değilim...diye cevapladı.
Bu arada Dilay "Hımmm dolma da çok güzel olmuş" "Erkan ölümü öp kabak tatlısından da al" gibi cümleler kuruyor ve cümleler bir mutfağın davlumbazı tarafından çekiliyormuş gibi evin içinde kimseye dokunmadan uçup gidiyordu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder