-Erkan yemek hazır... diye seslenişini duydu karısının içeriden.
Hazır...hazır diye tekrarladı içinden. Bir an büyük bir otelin restaurantında müşterileri memnun etmeye çalışan beyaz önlüklü bir aşçı gibi düşündü eşini. Sonra bir acımak geçti yüreğinden; her yemekte "Nasıl olmuş"diye gözlerinin içine bakışını ve "Çok beğendim" karşılığını alınca büyük bir meydan muharebesini kazanmış bir kahraman edası ile gülümseyişini hatırladı.Kim bilir kaç evde bu tiyatro böyle sürüp gidiyor diye düşündü. Bu esnada eşi Dilay tabağına farklı yiyeceklerden katmakla meşguldü. Evet, dedi içinden kadınlar kesinlikle bir erkeği fethetmekle ilgili hep annelerinin stratejini uyguluyorlar, mideyi ele geçirip erkeğin kalbine uzanmaya çalışıyorlar. Bir an pişman oldu düşündüğü nedeniyle; hepsi değil, dedi içinden. Sakine mesela, dedi; düşüncesini dahi kısık seslere bölerek, aynı evi paylaştıkları öğrencilik döneminde bir kaç yemek yapılıyorsa onları da kendisinin yaptığını düşündü. Pekiyi de neydi farklı olan diye sordu kendine düşüncesi ağzından yanlışlıkla çıkar diye yemek yemeyi durdurup, şiir okurduk, müzik dinlerdik, bir enerji geçerdi ikimizin ruhu arasından; evet evet enerji, dedi yeni bir buluş yapmış gibi. Sonra bir an dönüp odanın her yanına baktı;
-Burada mıyım... dedi belli belirsiz ses tonuyla
-Değilim...diye cevapladı.
Bu arada Dilay "Hımmm dolma da çok güzel olmuş" "Erkan ölümü öp kabak tatlısından da al" gibi cümleler kuruyor ve cümleler bir mutfağın davlumbazı tarafından çekiliyormuş gibi evin içinde kimseye dokunmadan uçup gidiyordu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder